Karçel dosyamızı ele aldığımız günden beri, nereye elimizi atsak elimizde kalmaya devam ediyor. İlk olarak, haberimizi yaptığımızda haberlerimizin yalan olduğu ve iftira içerdiği gerekçesiyle kurumda İK Şefi olarak görev yapan N.B. isimli kişi, bizi Karçel avukatını şahsi avukatı gibi kullanarak, imtiyaz sahibimiz adına 500 bin TL tutarında manevi tazminat davası açmıştı. Kurum avukatına şahsi işler için vekalet verilemez olmasına rağmen kurum avukatı kullanılarak kurum zarara uğratılmıştı. Bizleri dava ettiği dosyada mahkeme, iddiaları çürütecek delil istediğinde delil sunamayınca dava düşmüştü ve iddialarımızın doğruluğu kanıtlanmıştı.
Yine bize gelen evrakta, haberlerimize konu olan soyisim meselesi de bugün (26/09/2025 tarihli yönetim kurulu toplantısında) tekrar gündeme geldi. Karçel’de başka soyisim, Kardemir Genel Müdürlüğü’nde başka soyisim kullanıldığı tespit edildi. Karçel’de kullanılan soyisim eşinin soyadı iken, Kardemir’de ve bize gelen mahkeme evrakında kızlık soyadı görünüyordu. Karçel’de soyisim değişikliği yapma hakkı yine İK Şefi’ndeydi. Peki, hangi soyisimi kullanıyordu ve bu belirsizlik neden kaynaklanıyordu? Boşanmış olduğu dedikoduları ise Kardemir içerisinde artık ciddi şekilde konuşulmakta. Eğer boşanmamış ise, Kardemir ve resmi kayıtlarda kızlık soyadı neden kullanılıyor? Kardemir’i arayarak kızlık soyadının evlendikten sonraki soyadı ile değiştirilmesini neden talep etmedi? Boşanmış ise, neden kendi elinde düzeltme yetkisi varken Karçel’de düzeltme yapmadı?
Dün araç izni iptal edildiği için araçsız giriş yapan İK şefi bugün yeniden izin verilerek araçla giriş yapabilmiştir. Eğer bu izin kaldırıldıysa neden ve kim tarafından tekrar verildi?
Özel Kalem ve Sürpriz İddialar
Diğer bir çarpıcı iddia, Konyalı Karçel Genel Müdürü Süleyman Boyar tarafından göreve getirilen hemşehrisi Konyalı özel kalem Osman Güneş ile ilgili. Göreve geldiği ilk gün, amiyane tabirle “Ali kıran, başkesen” olan özel kalem, boynuna taktığı kravatın faturasını İK Şefi’ne verip “bunu ödeyin” diyerek talimat veriyor. Sonra anında kendi şahsına aldığı kravatın parası Osman’a yatıyor.
Araç sürmeyi dahi bilmeyen Osman Güneş, kurum araçlarında makam şoförü Oğuzhan Bey tarafından araç kullanmayı öğreniyor. Bununla yetinmeyen Osman, henüz araç kullanmayı yeni öğrenmişken kurumun aracıyla güvenlik alanındaki tretuvarların üzerine çıkarak aracı pert ediyor. Masrafların kiralama şirketinden mi yoksa Karçel’den mi çıktığı bilinmiyor.
Yine Süleyman Boyar, yurtiçi veya yurtdışı bir seyahate çıkacağı zaman, kurumda bir panik havası oluşuyor; harcırah hemen yatmalı, elden verilecek olan balyalar hazırlanmalı. Başka personel görevlendirilmişse, bir haftada yatan harcırah Boyar’ın cebine odasından çıkmadan koyuluyor. Sonrasında zaten sorgu-sual olmuyor, muhasebe ile mahsuplaşılıyor, İK da buna tamam deyip dosyayı kapatıyor. Karçel’in paraları böylece uçuyor.
Şimdi sorularımız hazır. Yönetim kurulu toplantısı devam ederken, henüz görüşmeye çağırılmayan Süleyman Bey de toplantıya dahil edilerek bu sorular sorulmalıdır.
Yönetim Kuruluna Sorularımız
- İK Şefi hangi vasıfla İK Şefi yapıldı? Hiçbir altyapısı olmadan o konuma kim ya da kimler tarafından getirildi? Getirildiği konuma hangi amaca hizmet etmesi için yetki verildi? Ali Şen Bey ‘in, kendisine sürekli “kırmızı çizgim” diye hitap etmesinin sebebi neydi? Karçel kayıtlarında K. soyadı kullanılırken, Kardemir kayıtlarında neden kızlık soyadı durmaya devam ediyor? Karçel’e girdiği zaman bekar olan ve sonradan evlendiği bilinen N.B. (resmi evraklarda B. geçtiği için) Kardemir’den soyadını neden değiştirmedi? Eşiyle sürekli sorunları olduğu ve bu sebeple kendisini acındırarak kurumda dert yandığı, izin ve rapor hakları dolmasına rağmen kurum Genel Müdürü ve yardımcısı tarafından sürekli izin verilme sebebi neydi? Kendisinin, bu evrakları “zorla imzalattılar” gibi bir söylemi olsa da, usulsüz işlere imza atmama hakkını neden kullanmadı? Baskı ile imza attıysa, Kardemir Genel Müdürlüğü’ne bu durumu neden bildirmedi ve usulsüzlüklere ortak oldu? En ufak bir olayda eski Kardökmak Genel Müdürü olan akrabası Muharrem Bostancı’yı arayıp devreye sokarken, bu tarz usulsüzlükler yapılırken neden devreye sokmadı?
- Lise mezunu muhasebe şefimiz Turan Özcan… Uzun yıllardır Karçel’de işçi olarak çalışan ve daha sonra muhasebe departmanına, Kenan Sungur döneminde getirilen Özcan, birçok Genel Müdür değişimi sonrası şef olamazken, henüz ilk 6 ay gibi kısa bir sürede Genel Müdür olan Süleyman Bey ve yardımcısı Ali Şen Bey, Turan Özcan’ın iyi bir muhasebeci olduğunu keşfederek şeflik verdi. Yoksa mahsuplaşma işlerinde kolaylık olsun diye mi bu işler yürütüldü?
- Üretim Müdürümüz İlhan Gümüş… Aslında onun da işten anlamadığı, Kardemir’de mühendis olarak çalışırken eski Genel Müdür’ün arkadaşı olduğu için Karçel’e getirildiği, mühendis konumundayken hemen başmühendis olarak yetkilendirildiği ve şimdiki yönetimin göreve gelir gelmez onu müdür olarak atamasının da soru işaretleri yarattığı ifade ediliyor. Kurum içerisinde şahsi işlerde kullanılmak üzere davlumbazlar, mangallar ve ateş çukurlarının ilk projesine onay veren kişi o olmasına rağmen, bu şahsi üretimlere neden göz yumdu? Daha önce haberimize konu olan 100 ton üzeri malzemenin dışarıda Konya ya da Ankara’da (tam net olmamakla beraber bu iki ilden birinde) üretildiği, boyası ve montajı için Karçel’e geldiğinde aynı üretimin Karçel atölyelerinde de yapıldığı iddiaları ve bu üretilen malzemenin birinin kesilerek imha edilmek üzere hurdaya ayrıldığı iddialarına yüksek sesle “öyle bir şey olmadı” dedi. Ancak bu üretimin kayıtlarda olabileceği belirtilirken, kendisi bu işlerden sıyrılmak için mi bu iddiaları reddediyor?
- İngilizce bilmeyen, translate kullanarak İngilizce konuşması beklenen, ama yurtiçi ve yurtdışı projeler müdürü yapılan Mutlu Uzun… Verilen projelerin hiçbirini yapamadığı anlaşılmasına rağmen görevden alınmak istendiğinde, eski milletvekili ve bağımsız yönetim kurulu üyesini araya sokarak kendisine sahip çıkılması talimatını verdirdi. Kardemir’in çiftlik bölgesinde, Cemalettin Karagöz tarafından yapılan ve işin başında kendisi bulunmasına rağmen zarara uğratılan Karçel’in zarar ettiğini bildiği halde, neden kendisine referans olan Karçel yönetim kurulu üyesini arayıp bilgilendirmedi?
- Son olarak, Kardemir’de mühendis olarak çalışırken “vinçten anladığı” söylenerek başmühendis olarak Karçel’e getirilen Mustafa Top… Karçel’e vinçten anladığı için getirilen Mustafa Top, aslında vinçten anlamadığı ve vinç çizim projelerini dahi Karçel üzerinden ödeme yapılarak dışarıda çizdirttiği, hatta odasında masa tahsis edilen taşeron firma sahibi Cemalettin Karagöz’ü de alarak üzerindeki tüm iş yükünü atıp sadece odasında uyuması için maaş ödenen Mustafa Top’un işi bilmediği ortaya çıkmasına rağmen neden gönderilmedi? Eşinin de AK Parti Kadın Kollarında olması sebebiyle mi göz yumuldu?