Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Karabük’te Yorgun Ruhlar, Sessiz Çığlıklar

Son zamanlarda Karabük sokaklarında bir sessizlik var.Ama bu sessizlik huzurdan

Son zamanlarda Karabük sokaklarında bir sessizlik var.
Ama bu sessizlik huzurdan değil; içe atılmış dertlerden, konuşulamayan acılardan geliyor.
Yüzlerde yorgunluk, gözlerde kaygı var. Sanki şehir, sessizce bir şeyler anlatmaya çalışıyor ama kimse tam olarak duymuyor.

Bir zamanlar komşuluk, dostluk, paylaşmak bu şehrin en güçlü yanlarıydı.
Şimdi herkes biraz daha kendi kabuğunda. “Nasılsın?” sorusu bile alışkanlıktan soruluyor, cevabı gerçekten merak eden az.
Ve bu sessizlik, ne yazık ki, her geçen gün daha da ağırlaşıyor.

Son dönemlerde Karabük’te artan intihar vakaları hepimizi derinden üzüyor.
Bir emekli, bir genç kız, bir polis… Her birinin hikâyesi farklı ama ortak duygusu aynı: çaresizlik ve yalnızlık.
Bu tabloyu görmezden gelmemek gerekiyor. Çünkü bu, sadece bireysel bir mesele değil; toplumun, sistemin, hepimizin ortak yükü.

İnsanlar yardım istemek istiyor ama nereye başvuracaklarını bilemiyor.
Devlet hastanesinde psikiyatriye aylar sonrasına randevu bulunamıyor.
Psikolog ücretleri özelde çoğu vatandaşın bütçesini aşıyor.
Devletin atadığı psikologlara ulaşmak ise ayrı bir mücadeleye dönmüş durumda.

Bir diğer önemli konu da şu:
Biz hâlâ psikolojik destek almak konusunda çekingen davranıyoruz.
Birçok insan “psikoloğa gidersem deli mi sanırlar?” diye düşünüyor.
Oysa bu düşünce artık geride kalmalı.
Psikoloğa gitmek delilik değil, cesarettir.
İnsan kendi ruh sağlığını önemsedikçe, hem kendine hem çevresine daha iyi gelir.

Karabük’te bu konuda toplumsal bir farkındalığa ihtiyaç var.
Belediye, üniversite ya da sivil toplum kuruluşları öncülüğünde
“Ruh Sağlığı Farkındalık Seminerleri” düzenlenebilir.
İnsanlara psikolojik destek almanın utanılacak bir şey değil,
tam tersine yaşamı güçlendiren bir adım olduğu anlatılmalı.

Ama bu yük sadece vatandaşın omzuna bırakılmamalı.
Yetkililerin bu konuda daha aktif adımlar atması gerekiyor.
Karabük’te psikolojik destek hizmetlerine erişim kolaylaştırılmalı,
devlet hastanelerinde psikolog ve psikiyatrist sayısı artırılmalı.
İnsanların ruh sağlığı, bir lüks değil; temel bir ihtiyaçtır.

Karabük’te insanlar mutsuz, evet… Ama hâlâ umut var.
Yeter ki kimseyi yalnız bırakmayalım.
Yeter ki “iyiyim” diyenin gözündeki yorgunluğu fark edelim.
Yeter ki yardım isteyen bir sese kulak verelim.

Çünkü bazen bir insanı, sadece bir başka insanın
“ben buradayım” demesi hayatta tutar.
Ve belki de Karabük’ün en çok duymaya ihtiyacı olan cümle tam da budur.

YALNIZ DEĞİLİZ-CEREN SUBAŞI