Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Dedikoduların Arasında Dimdik Durmak

Ne yazık ki her geçen gün daha çok dedikoduya teslim

Ne yazık ki her geçen gün daha çok dedikoduya teslim olmuş bir toplum haline geliyoruz. İnsanlar kendi hayatlarına bakmayı bırakıp, başkalarının üzerinden prim yapmaya çalışıyor.

Oysa biz, kendi işimizi yapmaya, haberin peşinde koşmaya odaklanıyoruz. Sessiz kaldıkça bazıları bunu fırsat biliyor.Bizim başarımız ortada. İş adresimiz, ofisimiz ve çalışma alanımız belli. Ofisimizdeki çalışanlarımız, sağ olsunlar, her şeyi görüyor ve işlerine hakkıyla sahip çıkıyorlar. Ama bunu çekemeyenler iftira atmaktan, karalamaktan geri durmuyor. Biz ne söz verdiysek tutuyoruz; ne eksik, ne fazla. Dostumuza dost dediysek, arkasından değil yüzüne konuşuyoruz. Sinsi şekilde yanımıza gelip, sonra arkamızdan konuşanları da biliyoruz. Onlara itibar etmiyor, isimlerini zikretmeye gerek bile duymuyoruz.

Ama unutulmaması gereken bir gerçek var: Haksızlıklar bir gün mutlaka gün yüzüne çıkar.Bugün geriye dönüp baktığımızda; CHP adıyla alınan rüşvetleri, Kardemir ve Karçel’deki şaibeli gelişmeleri gündeme getiren yine bizdik. Çünkü bizim işimiz gerçeğin peşinde koşmaktır. Ve bu yolda yürümeye de devam edeceğiz.

Son günlerde kulağıma gelen söylenti gerçekten akıl alır gibi değil: “Kazım Yılmaz ceza almış, hapse girecekmiş.” İnsan hayret ediyor. Biz ne adam öldürdük, ne hırsızlık yaptık, ne de birinin onuruna, namusuna el uzattık. Böyle bir ceza da almadık, kayıtlarda da yok. Demek ki mesele başka… Demek ki birileri bizim üzerimizden kendine yol açmaya çalışıyor.

Sahte hesaplar açıp benim adıma söz söyleyenler var. Oysa ben bugüne kadar ne yazdıysam kendi adımla, kendi hesabımla yazdım, yine yazarım. Tehditlerle geri adım atacak da değilim. Ne olursa olsun korkusuzca yoluma devam edeceğim.Çünkü bu şehirde, bu ülkede bir yanlış varsa susmam. Herkes bulunduğu makamın hakkını vermek zorunda. Belki bazı insanlar sizi dinler, belki bazı kurumlar sizi haklı çıkarır. Ama unutulmaması gereken bir şey var: İlahi adalet. O adalet, bir gün herkesin kapısını mutlaka çalar.

Benim tavsiyem çok basit: Yargısız infaz yapmayın. Her duyduğunuza inanmayın. Kazım Yılmaz’ı tanıyorsunuz, tanımak isteyen de zaten yazdıklarımdan beni anlar.Bizim tek hedefimiz en iyisi olmak ve işimizi hakkıyla yapmak. Alnımızın akıyla, dimdik sokaklarda yürümek… Özel plakalı arabalarla gezmek, gösteriş yapmak değil. Tek derdimiz; doğruyu söylemek, yanlışın karşısında susmamaktır.Ve son sözüm: Bu yazı, hakkımda çıkarılan dedikodulara vereceğim son cevaptır. Çünkü ben yoluma bakıyorum.

Doğru haberin, dürüst gazeteciliğin izinde yürümeye devam edeceğim.