AK Parti Karabük Milletvekili Durmuş Ali Keskinkılıç’ın, Özçelik-İş Sendikası Karabük Şube Kongresi’nde sarf ettiği “Karabük’te sendikasız işçi istemiyoruz. Örgütlü Karabük, çalışanının sendikasının olduğu Karabük’tür” sözleri, siyasetin söylemi ile sahadaki gerçekler arasındaki derin uçurumu bir kez daha ortaya koydu.
Keskinkılıç’ın bu çıkışı, Karabük Belediyesinde bir yılı aşkın süredir sendikasız bırakılan bine yakın işçinin akıllarındaki soruları yeniden canlandırdı. Zira belediyede çalışan işçilerin sendikasız kalması yeni bir durum değil; 31 Mart 2024 seçimlerinin ardından Başkan Özkan Çetinkaya’nın göreve gelir gelmez başlattığı toplu iş sözleşmesi süreci sonuçsuz bırakılmış, ardından da işçilerin sendikalarından istifa etmeleri sağlanmıştı. O günden bu yana belediye işçileri örgütsüz, korumasız ve masada temsil edilmeksizin çalıştırılıyor.
Bir tarafta milletvekilinin “örgütlü Karabük” vurgusu, diğer tarafta örgütsüz bırakılan işçiler… Bu tablo, siyasetin işçiye dair söyleminin ne denli içi boş ve çelişkilerle dolu olduğunu gözler önüne seriyor.
İşçiler, sendikasızlığın getirdiği güvencesizliğin her geçen gün daha fazla hissedildiğini ifade ederken, kamuoyunda şu sorular yankılanıyor:
Gerçekten sendikasız işçi istenmiyorsa, neden Karabük Belediyesinde bir yıldır bine yakın işçi sendikasız bırakıldı?
İşçinin hakkını savunacak örgütlenme ortadan kaldırılırken, bu durum hangi adalet anlayışıyla bağdaşıyor?
Sendika söylemleri, sadece kürsülerde mi dile getirilecek, yoksa belediyedeki işçilerin de hakkı korunacak mı?
Keskinkılıç’ın sözleri, işçilerin yaşadığı gerçek sorunlara çare olmaktan çok, çelişkileri büyütmüş görünüyor. Karabük kamuoyu ise, işçinin emeğini savunacak gerçek adımların atılmasını bekliyor.